Kaplar
Sorunu sor hemen cevaplansın.
kaplar teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- Containers
- dishes
Örnek Cümle:
Put these dishes inside the drawer, please.
-Bu kapları çekmeceye koyun lütfen.
- ware (İnşaat)
- kap
- {i} container
These containers are pretty inexpensive.
-Bu kaplar oldukça ucuzdur.
This container is completely watertight.
-Bu kap tamamen su geçirmez.
- kap
- {i} receptacle
- kap
- {i} vessel
Please, urinate in this vessel!
-Lütfen bu kap içerisine işeyin.
- kap
- pot
There is a lid for every pot.
-Her tencere için bir kapak var.
How about staying for dinner? I'm making a big pot of stew.
-Akşam yemeği için kalmaya ne dersiniz? Ben büyük bir kap güveç yapıyorum.
- kap
- {i} jacket
Tom pulled his jacket hood over his head.
-Tom ceket kapüşonunu kafasına çekti.
She handed him his jacket then opened the door and asked him to leave.
-O, ona ceketini uzattı sonra kapıyı açtı ve onun gitmesini rica etti.
- kap
- {i} cape
- kap
- {i} repository
- toprak kaplar
- pottery
- kap
- (İnşaat) crucible
- kap
- jerry can
- kap
- reservoir
- kap
- (Denizbilim) chamber">(Denizbilim) chamber
- kap
- dish
Put these dishes inside the drawer, please.
-Bu kapları çekmeceye koyun lütfen.
Just after putting away the dishes, Joan heard the doorbell ring.
-Tam bulaşıkları kaldırdıktan sonra, Joan kapı zilinin çaldığını duydu.
- kap
- plate
Tom collects teddy bears, postcards and stamps, old coins, stones and minerals, number plates and hubcaps - in short: almost everything.
-Tom oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar.
Once the epiphyseal plates close, you can't grow any taller.
-Büyüme kıkırdakları kapandığı an artık boyunuz uzayamaz.
- kap
- top
- kap
- course
The captain of the ship decided to change course.
-Geminin kaptanı rota değiştirmeye karar verdi.
- kap
- cape town
- kap
- {f} snapping
- kap
- utensil
- kap
- cover
The hill used to be covered in snow.
-Tepe karla kaplı olurdu.
The hill was all covered with snow.
-Tepe tamamen karla kaplıydı.
- kap
- {f} snatch
A big city is full of snatchers.
-Büyük şehirler kapkaççılarla doludur.
Her boyfriend was a snatcher.
-Erkek arkadaşı bir kapkaççıydı.
- kap
- {f} snap
Tom snapped his fingers and pointed to the door.
-Tom parmaklarını şakırdattı ve kapıyı gösterdi.
The dog snapped up the meat.
-Köpek eti havada kaptı.
- kap
- basin
- kap
- can
I can't open the door. Do you have the key?
-Ben kapıyı açamıyorum. Anahtarın var mı?
Can you pay off your loans in a year?
-Kredini bir yılda kapatabilir misin?
- kap
- {i} case
In case of an earthquake, turn off the gas.
-Bir deprem durumunda, gazı kapatın.
In case of fire, I would grab my flute and escape.
-Yangın durumunda flütümü kaparım ve kaçarım.
- kap
- snatch up
- kap
- {i} holder
- kap
- {i} hollowware
- kap
- snatchup
- kap
- pot, vessel; dish, plate, utensil; container, receptacle; cover; (plak) sleeve, jacket; course
- kap
- coat
- kap
- {i} binder
- kap
- (Tekstil) cup
Tom ate one of Mary's cupcakes.
-Tom Mary'nin kapkeklerinden birini yedi.
I made you some cupcakes.
-Sana bazı kap kekler yaptım.
- kap
- folder
- kap
- container , folder
- kap
- (woman's) cape
İlgili Terimler
kaplar teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- bileşik kaplar
- Birleşik kaplar
- birleşik kaplar
- Alt taraflarından değişik boyut ve kesitlerde borularla birleştirilmiş sistem
- kap
- Kökeni ilk çağa dayanmakla birlikte özellikle 19. ve 20. yüzyıllarda Batı'da dinsel düşünceyi etkilemiş olan mistik eğilimli dini felsefe
- kap
- İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne
- kap
- Kapak, cilt
- kap
- Topuk kemigi
- kap
- Kap kacak
- kap
- Gövdeyi omuzların üstünden çepeçevre saracak biçimde yapılmış olan bir tür üst giysisi
- kap
- Türlü şeylerin taşınması veya saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb
- kap
- Aşık kemiği
- kap
- Sırta alınan, kolsuz manto veya kısa ceket
- kap
- Afrika'da yaşayan vahşi kedi
- kap
- Kadınların giydiği kolsuz üstlük
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.